Saç ekim işlemi gerçekleştiren veya gerçekleştirmek isteyen herkesin karşısına çıkan bir konu mikropigmentasyon yani halk dilinde daha çok kullanılan ismiyle saç similasyonu karşımıza sürekli çıkmaktadır. Burada ilk belirtmemiz gereken konu mikropigmentasyon cerrahi bir işlem değildir. Kaba bir tabir ile söylemek gerekirse noktasal şekilde yapılan dövme (tattoo) işlemidir.
Mikropigmentasyon işlemi saçlar kesilerek veya saçlar kesilmeden yapılabilmektedir. Her iki şekilde de ihtiyaç olan bölgeye krem formunda lokal anestezi uygulanır. Sonrasında ise özel cihaz ve uçlar ile derinin en üst tabakası olan epidermisin altındaki tabakalara mikro uçlar ile pigmentasyon yapılarak noktasal boyama işlemi gerçekleştirilir. Burada ilk dikkat edilecek konu mevcut saç kalınlığı ile mikropigmentasyon yapılan noktasal kalınlığın aynı ölçülerde olmasıdır. Aksi durumda bölge çok belirgin doğal olmayan bir sonuç elde edilecektir. Mikropigmentasyon işlemi yapılırken dikkat edilecek diğer bir önemli konu ise saçların arasında ki boşluklara uygun dağılım yapılmasıdır. Eğer gereğinden fazla noktasal işlem yapılırsa yine doğallıktan uzaklaşacaktır. Ya da gereğinden az noktasal işlem yapılırsa da gerekli dolgunluk verilemediği için kişiyi tatmin edemez.
Mikropigmentasyon işlemin kesinlikle boş hiç saç olmayan bir alana yapılmamalıdır. Bölge boş ise önce saç ekim işlemi gerçekleştirilmeli ve ekilen saçlar çıkış yaptıktan sonra mikropigmentasyon uygulanmalıdır. İşlemin amacı mevcut saçlar arasındaki noktasal boşluklara gölgeleme yapıp sanal bir dolgunluk sağlamaktır. Dolayısıyla boş alana yapılan biraz bir şekilde sentetik görüntü oluşturacaktır.
Micropigmentasyon işleminde noktasal boyama işlemi olduğu için bu boyalarında bir etkin süresi bulunmaktadır. İşlem ne kadar başarılı yapılırsa yapılsın boyanın bir yarılanma ömrü vardır ve rengi zamanla solarak açılır. Bu yüzden bu işlemi en azından 1-2 yıl da tekrarlamak gerekmektedir.